Saturday, 2 January 2016

Tersini çevirdiğimiz yaşamı düz yüzüne çevirip yeniden giyinelim!

Sevgili gençler, gayretlerinizin karşılıksız kalmaması için göz ardı etmemeniz gerken adımların farkında mısınız? Güçlü beden ve ruh sağlığının size ödülü olan, başarılı ve mutlu yaşamı elde etmenin yolu, yaşantınıza dair basit ve temel kaidelere yönelik farkındalık kazanmamızdan geçiyor. Kannatime göre geçmişte hali hazırda farkında olduğumuz bu neden-sonuç ilişkisini bir şekilde son yıllarda kaybettik! Ya da hızlı yaşam temposunun içinde tersine çevirdik! Bu hal bir tek siz gençlerde değil, biz yetişkinlerde görülür oldu. Kaybettiğimiz neden- sonuç ilişkisi nedir peki. Neden : Sağlıklı bir yaşam  sonuç
İse başarılı ve mutlu bir gelecektir. 
Günlük hayatta yapacağımız işlerin çokluğu, yetişeceğimiz randevu listesinin kabarıklığı, gerek gençlerimizi gerekse aileleri bir telaşa düşürdü. Öğünlerden ve yemek sürelerinden çalmaya başladık! Sofraları kaldırıp hızlı ve ayakta yemek yeme alışkanlığı edindik! Uyku saatlerimizden çalmaya başladık budefa da uyku dengemiz bozuldu... Bunlardan  çaldığımızda daha verimli, daha dolu dolu yaşayacağımızı düşünmeye başladık. Ama gün geçtikçe gerçek zenginliğimiz olan beden ve ruh sağlığımızdan kaybeder olduk. Stresimiz ile bile birlikte öfkemiz arttı, tahammül seviyemiz düştü! Kısaca bu tempoda neden- sonuç ilişkisi karıştı ; hızlı yaşantının akabinde başarı ve mutluluğu getirecek beklentisi oluştu! Gençler olarak sizler, yetişkinler olarak da bizler çok gecikmeden bedensel ve ruhsal sağlığımıza dair farkındalık kazanmalı, ardından alışkanlıklarımızı gözden geçirmeli ve dengelemeliyiz. Tersine çevirdiğimiz yaşamlarumızı düz yüzüne çevirip yeniden giyinmeliyiz! 
Bu doğrultuda farkındalık kazanmamız gereken alanların neler olduğunu bunları rutinlerinizin arasına nasıl yerleştirebileceğine bir bakalım. 

Sağlıklı beslen- kaliteli uyu-spor yap- zinde ol 
Beslenme: Sağlıklı ve dengeli beslenmeniz yalnızca beden sağlığınız için değil, zihinsel ve ruhsal sağlığınız için de çok önemlidir. Beslenme problemlerine bağlı olarak depresyon, kaygı, öğrenme, bağımlılık gibi bozuklukların ortaya çıktığını araştırmalar bizlere gösteriyor(Psychology Today, Davide Sack). 
Vücudunuzdaki şeker anlamına gelen glukoz, yaşam için en önemli karbonhidratlardan biridir. Glükoz, beyninizin, düşünebilme yetinizin, olmazsa olmaz yakıtıdır.  Metebolizmamız ise beyaz un içeren yiyecekler, bisküviler ve şekerlerden elde edilebilecek glukozdan ziyade karışık karbonhidrat içeren tam tahıllı yiyecekler, baklagiller, sebze ve meyvelerden elde edilen glukozu tercih eder. Çünkü bu yiyeceklerden elde ettiği enerjiyi daha uzun süre koruyabilir ve kullanabilir.  Çok miktarda şeker içeren yiyecekler, alkol. çay, kahve ya da asitli içecekler kan şekerinizi hızlı bir şekilde yükseltip-alçaltır bu da sizde sinir, endişe, baş dönmesi, uyku bozukluklarını tetikler. Glikoz miktarındaki dolayısıyla kan şekerinizdeki düşme dikkat dağınıklığı, öğrenme zayıflığına sebep olabilmektedir. 
Unutmayın düzenli beslenerek, öğünlerinizi atlamayarak, zihinsel fonksiyonlarınızın mükemmel çalışması için gerekli yakıtı sağlamış olacaksınız! 

Uyku: Stressiz geçecekverimlı olabilecek bir gün, iyi bir  konsantrasyon ve öğrenme için vücudun kaliteli bir uykuya ihtiyacı vardır. Bunu kazaanmak için şunlara dikkat edin  
* Uykuya gidiş ve uyanma saatlerinizi aksatmayın. Özellikle okul ve iş günlerinde aynı saatlerde saatlerde uyuyup uyanmayı alışkanlık edinin. 
* uykuya hazırlık rutinleriniz olsun. Uykudan önce kafein yerine rahatlatıcı bir bitki çayı,  ılık bir duş almak  vs.. 
*uyku saatinizden yaklaşık 30 dakika once  tv, tablet, bilgisayar vb teknolojik aletlerinizi kapatın.
* odanız yeterince karanlık, havalanmış, uyuyabileceğiniz bir sıcaklıkta olsun 
*uyku kalitenizi düşürecek, uyumanızı güçleştirecek yiyecek ve içeceklerden uzak durun:  alkol, baharatlı, yağlı ağır yiyecekler, kahve, çikolata, şeker gibş ( national sleep foundation).

Egzersiz : Hafta da en az üç kez de olsa yapacağınız minimum 30 dakikalık yürüyüşün, ruhsal ve bedensel sağlık olarak size mutlaka geri döneceğini farkedeceksiniz. İdeali, bu egzersileri ya da sporu haftada 5 güne çıkarmanızdır. Ancak böyle bir düzeni alışkanlığa çevirebilmek için 3 günlük bir program ile başlamak için kendinize söz verirseniz bu size hem verdiğiniz sözünü tutmamanız için bahane bulmanz zor olacaktır, hem de alışkanlığa dönüştürmeniz için iyi bir başlangıç dozu olacatır.  

Kendine inan-güven-saygı duy: 
Kendinize karşı olan bakışınızın, zayıf ve güçlü yönlerinizin farkında olmanız; saygı ve güven noktasında önemlidir. Bu güvenin, düşük oluşunun sizde problemlere yol açacağı gibi tam dersi kendinize aşırı güven durumu da problemlere yol açar.  Bu durumda kendinizi iyi tanımanız, varolan potansiyelinizin farkında olmanız size yardım edecektir.
Kendi benliğinize olan saygıda, kendinize olan güvende düşüklük ya da problemler depresyon, anksiyete, yeme bozukluğu gibi psikolojik sağlık sorunlarını tetikleyebilir. Sosyalleşmenizi, akademik başarınızı, iş kalitenizi, zorluklarla başa çıkabilme cesaretinizi, olumsuz yönde etkileyebilir. Peki bu gibi bir durumda size neler nasıl yardım edebilir. 
*kendine karşı olan olumsuz inançlarını gözden geçir, farkına var, bunları listele. Bu düşüncelere nelerin sebep olmuş olabileceğini bul. Bunların tersi durumları   gör ve karşılarına not al. Mesala aldığın olumsuz bir eleştirinin karşısına aynı ya da benzer konuyla ilgili bir başkasından almış olabileceğin pozitiflerinş düşün notlarına ekle.
* kendinle ilgili olumlu düşüncelerinin, en beğendiğin özelliklerinin farkına var, başarılarına odaklan, pozitif bakış geliştir.  
* İletişim kurduğun çevrenin farkına var. Bu çevre senin kendini nasıl hissetmene sebep oluyor bir aradayken kendine dair hislerin nasıl oluyor( değerli- değersiz, negatif- pozitif vb.) ? Buna bir çözüm olarak sana kendini değersiz hissetiren çevreyle bir arada olma sıklığını düşürebilir, daha iyi hissettiren çevre ile ise birlikteliğini artırabilirsin. 
*hedeflerini belirle; bu doğrultuda attığın adımları takip et hedefe doğru ilerlediğinin farkına var. 
*Yardıma muhtaç kişi ya da kurumlara yardım et.
*başarıların yanında başarısızlıkların, zaferlerin yanında hayal kırıklıklarının da  olabileceğini unutma! Yaptığın hatalar öğrenmene ve yolunda ilerlemene aracın olsun.  

Okul ya da iş dışında rahatlamak için mutlaka kendinize vakit ayırın, eğlenin. 
Her ne kadar yoğun  olursanız olun daha verimli olabilmeniz, rahatlamanız , tazelenmeniz için çalışmaya bir ara vermelisiniz. Bu ara güzel bir filim izleyerek, hobinize vakit ayırarak, yürüyüş yaparak, rahatlama tekniklerini uygulayarak, bir arkadaşla buluşarak vs şeklinde olabilir. O günkü programınız nasıl bir ara yapacağınızı belirlemede size yardımcı olacaktır. Ama mutlaka her yoğun çalışmanın  arkasından sizi rahatlatacak bir etkinliğiniz olsun.   

Yalnızlığa Dikkat! Arkadaşlarına ve ailene vakit ayırmmayı ihmal etme
Chicago üniversitesinde Professor olan John Cacioppo'nun araştırmasına göre yalnzlık en az obezite kadar yaşlı insanlarda ölüme sebebidir. Ama bundan daha ilginci benzer araştırmalar yalnızlık genç yetişkinler arasında salgın bir hastalık. 2010 senesinde yapılan araştırmada yalnızlık  yaşlılardan ziyade gençlerde görülmekte olan bir problem. 18-34 yaşlarındaki kişiler arasında yapılan ankete göre bu yaşlarda görülen yalnızlık hissi,yalnızlığın sebep olduğu depresyon 55 yaşın üstündeki insanlara göre çok daha fazla (Guardıan, 2014). Gördüğünüz gibi araştırmalar bize yalnızlığın, özellikle gençler arasında, giderek yaygılaştığını ve psikolojik problemlere sebep olduğunu gösteriyor.  

Çevrenizdeki en yakın arkadaşlarınız ve aileniz sizi en yakından tanıyan, size sizi yansıtan en değerli hazinelerinizdendir. Onlarla değer bulur onlarla var olursunuz. Varlığınızla ne kadar değerli olduğunuzu bu çevrede anlar, hissedersiniz. Ancak öyle anlarınız olur ki bazen kendinizi bu grup dahil, pek çok kişiden soyutlamak istersiniz. Problemlerinizi içinizde yaşar, belki en yakınlarınızı rahatsız etmemek adına, belki de sorunu paylaşmaktan çekindiğiniz için yalnız kalmayı tercih edersiniz. Oysa ne zaman ki bu kişilerden biriyle yaşadığınız sıkıntıyı paylaşırsınız, işte ozaman rahatladığınızı farkeder, niye daha önce paylaşmamış olduğunuzun pişmanlığını yaşarsınız. Sizi iyi bilen bu arkadaşlarınız ve aileniz en yakındaki danışmanınız olabilir. Onlarla stres atar, onlarla güler, onlarla ağlar rahatlar, problemlerinizi çözersiniz. Unutmamalısınız ki; sizin kendinizden bile inkar ettiğiniz bazı değişiklikleri önce onlar farkeder ve sizin de farketmenize ayna olur.  

Yardımlaşma, gönüllü hizmet
Çevrenizde yardıma ihtiyacı olan kurum kuruluşlarda gönüllü bir hizmete katılmak, yardımda bulunmak size ve çevrenizdekilere değer katacak, tecrübenizi artıracaktır. Araştırmalar gönüllü çalışmalara katılanların daha mutlu, sağlıklı hatta daha uzun ömürlü olduklarını gösteriyor.  

Yardım istemekte gecikmeyin!
Problem sürecinin uzaması, sorunu inkar etmeniz yaşanılan her ne ise onu ilerki yaşlara taşımanıza aktarmanıza sebep olur. Araşyırmalar gösteriyor ki 18 li yaşlarda ya da gençlik yaşlarınızda çözümü ertelenmiş depresyon gibi ruhsal  rahatsızlıklarınız acısını ilerki yaşlardan çıkartıyor, 35 li yaşlarda daha ciddi bir şekilde bu problemlar gün ışığına çıkıyor 
Yaşadığınız problemler ile baş edemediğinizde, sorun uzayıp kendinizi çaresiz hissettiğinizde, bı durum rutinlerinizi yapmanıza engel olduğunda yakınlarınızdan ve /veya probleminizle ilgili bir  uzmandan gecikmeden yardım isteyin.  Bu sayede yaşadığınız problem dolayısıyla rayından çıkmış olan hayatınız hasar büyümeden önce tekrar rayına girecektir. 

Barış Manço sayesinde hepimizin çok iyi bildiği benim de çok sevdiğim ama farkındalık eksenimizin odağından kaçırdığımız  Kanuni Sultan Süleyman'a ait bir güzel sözle yazımı bitirmek istiyorum "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihada bir nefes sıhhat gibi". 

Sevgilerimle


No comments:

Post a Comment